/story/178489/şi̇ra-bölüm-4/toc
ŞİRA bölüm 4 | Penana
arrow_back
ŞİRA bölüm 4
more_vert share bookmark_border file_download
info_outline
format_color_text
toc
exposure_plus_1
coins
搜尋故事、作者及社群
繼續閱讀全部清除
別人在看刷新
X
開啟推送通知以獲得 Penana 上的最新動態!
PG-13
ŞİRA bölüm 4
Tomris
簡介 目錄 打賞榜 留言 (0)

Sungur Bey, Şira'nın gözlerine derin derin baktı… O bakışta hem geçmişin yorgunluğu hem geleceğin yükü vardı. Şira, kaybolduğunu ve köyünün uzakta olduğunu söylemişti. Elbette, daha fazlasını anlatamazdı. Ne deseydi ki? "Zamanda yolculuk yaptım ben... Senin gelecekteki torununum" mu?

Sungur Bey, Şira'nın içine kapanık hâlini anlayışla karşılıyordu.Sonuçta böyle bir dönemde çocuk olmak zordu. Erlig'in karanlık etkilerinin arttığı şu günlerde, ortalığın tehlikeli olduğunu bildiği için ona köyde bir süre kalmayı önerdi. Bu süre zarfında çevre köylere haber göndermeyi de planlıyordu.

Şira ise o kadar ketumdu ki, ne köyünün adını söylüyor, ne de anne babasının kim olduğunu belli ediyordu.
Sungur Bey, bilge bir tavırla sükûnetini korudu. Onu zorlamadı. Sungur bey babacan biriydi.Çocuk yardıma muhtactı.Onu hemen kanatlarının altına aldı.Köyün en güvenilir ismi olduğu için herkes de bunun doğru oldugunu düşündü.

Sonunda Şira’yı evine götürdü. Eşi Ayana ve küçük oğulları Ulaş ile kurdukları o sıcak yuva, zamanın bile durduğu bir yer gibiydi.
Şira, bu evin kapısından içeri adım attığında, kalbinin derinliklerine kadar huzurla doldu.
İçeride bir ferahlık, bir sükûnet vardı... Sanki geçmişin yaraları burada sarılabilir, zaman yeniden şekillenebilirdi.


Ulaş, Şira'yı ilk gördüğünde hemen yanına koşmadı. Sessizce onu gözlemlemeyi tercih etti. Çocuk kalbinin sezgileri vardı; bu kız farklıydı, bunu hissediyordu.

Ayana ise hiç tereddüt etmeden Şira’yı bağrına bastı. İçinde  bir kız çocuğu özlemi vardı ve sanki kader, o boşluğu Şira’yla doldurmak istemişti. Geçici bile olsa, kalbindeki boşluk bir parça dolmuştu.

Bu esnada köyde dayanışma ve birlik duygusunu güçlendirmek için alışkanlıklar değişmişti. Artık tüm köylüler, yemeklerini köy meydanında birlikte yiyor, sofralarını ve erzaklarını paylaşıyorlardı. Kimde ne fazlaysa, bir başkasının ihtiyacı olan bir malzemeyle takas ediliyordu.

Sofra başında, yemekten önce ve sonra Tengri’ye dualar ediliyor, şükran sunuluyordu. Erlik Han’ın gölgesine karşı koymak için her kaçırılan çocuk adına bir ağaç dikiliyor, doğaya, havaya, suya, ateşe ve toprağa dualar okunuyordu.

Civarda yaşayan hayvanlar da unutulmuyordu. Onlara yiyecekler veriliyor, yaşam döngüsünün her halkasına sevgiyle dokunuluyordu.

Köy halkı, karanlık günlerde içindeki kandili yakmanın yollarını arıyordu. Vicdanı, merhameti büyütmek için el birliğiyle mücadele ediliyordu. Çünkü herkes biliyordu: Dışarıdaki karanlık ancak içerideki ışıkla aşılabilirdi.


留言
書籤
預計閱讀時間: 2 分鐘
toc 目錄
bookmark_border 書籤 開始閱讀 >
×


還原至預設

X
×
×

在主頁加入 Penana 以更方便離線閱讀:按 然後按「加至主畫面」