Dışarıdan domuz sesleri duyuluyordu...
341Please respect copyright.PENANAsGftxkLgSB
İnlemeyle homurtu arasında gidip gelen bu sesler, gecenin sessizliğini yırtıyor, kulaklara sanki derinlerden gelen bir uyarı gibi çarpıyordu. Sanki sürü halinde değil, tek bir canavarmış gibi birleşmişlerdi. Her birinin ayak sesi, öfkeyle çarpıyor; yere her bastıklarında zemin hafifçe titriyordu.341Please respect copyright.PENANAVxY9S4LGJY
Evler sanki yorgun birer nefes alıyor gibi insanları içine çekiliyordu…
Tek tek evlerin kapısını açıyorlardı.341Please respect copyright.PENANAamhAdPP2lf
Kapıların gıcırtısı, ölü bir kuşun kanat çırpışı gibi zavallı ve çaresizdi.İçerde insanın olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı.341Please respect copyright.PENANAh3n3YTvZAo
Evlerin içindeki hava, yoğun bir korkuyla doluydu. İnsanlar, evlerinin altına kazdıkları daracık mahzenlerde, soğuk taş duvarlara saklanmış halde bekliyorlardı. Nefes almaya çalışırken bile korkuyorlardı…341Please respect copyright.PENANA9teQ7MV4Xg
Karanlık, sadece dışarıda değil; içeride, insanların yüreğinde de geziniyordu.
İşte o gece olmuştu.341Please respect copyright.PENANAdbRZYfmJtH
Dokuz günde bir, Tamag açılırdı...Yeraltının o derin, kemikli çukuru.341Please respect copyright.PENANAEWurwVpRKx
Ve Erlik krallığından çıkardı...341Please respect copyright.PENANA6lidAUnRxB
Ay bu gecelerde saklanır, rüzgar susar, ağaçlar bile kımıldamayı bırakırdı. Çünkü yer, Erlik'in adımlarıyla sallanırdı…
Beslenmesi gerekiyordu.341Please respect copyright.PENANAXXO9cRgrwx
Ve Erlik'i güçlü kılan tek şey vardı: çocuk eti .341Please respect copyright.PENANAx5iB5tDrqb
Taze, korkuyla yoğrulmuş, umutla dolmuş ama henüz hayatı tam tanımamış bir ruhun taşıdığı beden. Onun gücü, işte buradaydı...
Eğer halk ona kurban verirse, Erlik'in yere çıkışı ertelenirdi .341Please respect copyright.PENANAjL0GPP9lGS
Geçici bir rahatlık. Sadece biraz daha zaman…
Bu gece şans Erlik'ten yanaydı…341Please respect copyright.PENANA9RPAoivXDl
Bir çocuğun sırtına almış, hızla uzaklaşıyordu...
Çocuk panikten mahzene inememişti.Evin içindeki sandığa gizlenmişti.Domuzlar kokusunu hemen almiştı...Buda onun yakalanmasına neden olmuştu.
Annesi ve babası, çaresizlikten onu kurtarmak için çabalasalar da, her şey nafileydi . Erlik domuzlarıyla birlikte, saniyeler içinde yer altına inivermişti . ..Ailesi onun arkasından bakakalmıştı...
Herkes kulaklarını dikmiş dinliyordu; ne olduğunu anlamaları için sadece dinlemekle yetiniyorlardı...Herkes gizlendikleri yerlerde donup kalmıştı...
Bir süre daha dinlediler...Sessizlikten gittiğini anlayınca evlerınden cıktılar...Şira da onu apar topar saklayan kadınla beraber köylülerin yanına geldi.
Evinden en son çıkan kişi Köyün Kam'ı Sungur Bey'di .341Please respect copyright.PENANAJ2PrSe0n8f
Sungur Bey, babayiğit, orta boylu, esmer, güçlü ve bilge bir adamdı… Kam, insanların hepsini topladı ve sert bir şekilde sözlerine başladı:341Please respect copyright.PENANA9tGU6ilDcX
“Bu düzen, bu şekilde devam edemez. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bir bir kaybedıyoruz.Bir çıkar yol bulmak için, atalarımın ruhlarıyla konuşup geleceğim”...
Şira, bu sözleri duyunca iyice şaşırmıştı . O ses… O ses dedesinin sesiydi…341Please respect copyright.PENANAc2wdTFWpQA
Neden buradayım? Neden bir Kam olduğunu şimdi öğreniyorum?
Şira adeta bir bilinmezlik kuyusuna düşmüştü…Dedesinin genç halinden birkez daha anladı ki zamanda geriye gitmişti...
devam edecek…
ns216.73.216.206da2