Mayısın hain sıcağına, bu soğukkanda erişmek üzereydi o dakika. Ahşap kapı hiç zorlanmadan, yağ gibi açılmıştı. İşte o saniye ne olduğundan bihaber bir duyguya kapılmıştı. Kapıdaki adam mama'nın omuzuna nazikçe koydu elini. Ceketinin cebinden bir mendil çıkardı yetmezmiş gibi. Kendini bir sıfır önde zannediyorsa yanılıyordu zira görevi çoktan kendisi üstlenmişti.227Please respect copyright.PENANAEALbbWbLC1
227Please respect copyright.PENANAEJntVi4mCh
Hızlı işledi. Aynı şekilde hızlı karar vermesi gerekti. Büyük adımlarla evden uzaklaşırken başka şansının olmadığını düşündü. Göğsünün kaşıntısından kurtulmalıydı. Evden biraz uzaklaştıktan sonrasına kadar onu takip etti. Rastgele bir yerde durunca takımlarını çekmiş olan, müthiş fırsatı elinin tersiyle itmeyerek yanına adımladı kahveli. Dikildi yanında ve uzattı elini, sahte samimiyeti kurmak istedi, söyleyeceklerine cevap duymak istedi. Ancak ötekisi, reflekslerini konuşturup bir adım geri gitti. Kaşları çatılmıştı ve gözlerinden şüphe dolu renk seziliyordu buradan. Renk vermedi. "Karşılaşmıştık." Yumuşamasına zaman tanımadan büyük bir nefes çekti içine, kafasıyla onayladı. Ağır kafasıyla. "İsmin neydi?"227Please respect copyright.PENANAdGhHVwDnFA
227Please respect copyright.PENANAvagNVRDMx0
"Yanvar."227Please respect copyright.PENANACTN9y0vjky
227Please respect copyright.PENANA9pRbLoF3ZC
Tatlı talı duydu cevabını. Kalktı kaşları. Çünkü aynı ırktan olunca genelde orijinali dökülürdü ağızdan. Neden, birden vatanını satıp soğukkanlardan olmaya mı karar vermişti? Hayır, hayır çok belliydi. Apaçık, şüphelenmişti. Haz etmiyordu. Duyguları karşılıklıydı ama. Sustu. Onayladı başıyla. "Pavel, memnun oldum. Mezarlığa gidecek misin?"227Please respect copyright.PENANAttgi6XK0aI
227Please respect copyright.PENANACkf6aHZnlu
Konuya geldi kahveli, Pavel. Mezarlık.227Please respect copyright.PENANA3PBOjhxPdP
227Please respect copyright.PENANAVUp5XdFaZG
"Evet."227Please respect copyright.PENANAJg9KWSosQn
227Please respect copyright.PENANA0Zd1Cp3QKH
Sorun çözüldü çünkü artık yalnız olmadığını, o kadar da tatmin olamayacağını anladı. "beraber gidiyoruz öyleyse." dedi. Karşısındaki onu onayladı. Fikir, zaten ona aitti. Hızlıca açtı ağzını. "Hayır, önce sen, en son ben gidiyorum."227Please respect copyright.PENANA2s19F6pPmk
227Please respect copyright.PENANAVszwhJ9PLe
Güldü Pavel. Birkaç saniye eliyle ceplerinin içindeki ip parçalarıyla oyalandı. Silkti omuzlarını, bir tartışma içerisine girmek için pek müsait ve hevesliydi fakat bunu daha fazla çocuklaştırmamak adına sessiz kaldı.227Please respect copyright.PENANAFIUHpdXbaO
227Please respect copyright.PENANAi6ahPmMR2s
"Anlaşamıyoruz zannedersem. Bunun için tartışmayacağım. Seni engellemeyeceğim aynı zamanda. Buna nasıl, niçin ortak olduğunu anlamıyordum. Mümkün olduğu kadarıyla karşı karşıya gelmeyip halledelim."227Please respect copyright.PENANADU0SLZDFWp
227Please respect copyright.PENANAbkbdiNBFAw
"İstersen tartışalım."227Please respect copyright.PENANAorEgMXRUkn
227Please respect copyright.PENANAg3dbHYL8oi
İkisi de lüzumsuz gerginliğin farkındayken gerginliği örtmeyip üste çıkmaya çalışan bir Pavel vardı. Olgunluk onda kalmalıydı, gibi düşünüyordu. Güldü, ötekinin omuzunu rahatsız edici bir üslupla sıkıp bıraktı ve geçti gitti oradan. İlk durağı mezarlıktı. Soğuğun en acımasız aşamasında yürüme yolu aşıp vardı oraya. Şimdi en son o varmıştı. İç rahatlığıyla etrafa bakınıp geri döndü evine. Yalnız mesafe, hayvan saldırısı ihtimali ve en fenası soğuk onu zorlamıştı. Eve gider gitmez hastalık uykusuna kapıldı. Zihni o uyurken bile durmamış, onlarca rüyaya mal olmuştu. Hiç uğruna.227Please respect copyright.PENANAOXc5NbPy74
227Please respect copyright.PENANAk5eEl6MI5a
Sabahına varmak üzereydi. Öyle uzun bir uyku çekmişti ki gerçeklikten kopmak üzereydi yolculuğunun arasında uyandıklarıyla. Sabah olduğunda onu bölen şey çocuğun eve olan ziyaretiydi. Fakat Pavel bunu gerektirecek hiçbir şey yapmamıştı. Ne merkeze gidip yeni gazeteleri almıştı ne de çocuktan alması gereken miktarı. Hatırı sayılır yol tüketen çocuğu azıcık parayla merkeze yolladı bunun için. Yapmaması gerekirdi. Henüz ilk günden sorumluluklarını yerine getirmeyişinin sonuçları belirginleşmeye başlamıştı. Şu saatten sonra onun tek sorumluluğu vardı. Kabanını giydi, fırından ekmeğini ve sigarasını aldı. Mezarlığa yola koyuldu. Sabahın körüydü. Mezarın üstünde körpecik çiçekler duruyordu. Ondan önceki ziyareti simgeleyen, anlamsız yaprak parçaları. Son gelemediğinin farkında oldu. Şayet bu gerekiyorsa, ekmeğini bıraktı toprağın üstüne. Yol kısa değildi, uzun ve zorluydu. Gitmek istemedi, dinlenmek istedi. Ağacına geçti, oturdu. En az bir saati devirecekti, sonra gidecekti. Tatmin olduğu an.227Please respect copyright.PENANAtK0BzrK14l
227Please respect copyright.PENANANd90aYBUJQ
Birkaç saat. Tüm dakikaları elindeki paketin yarısıyla devirebildiği için mutluydu. Sabahın köründen öğleye kadar hava bir hayli ısınmıştı. Şaşılacak kadar. Dolayısıyla onun açısından daha katlanılabilir bir hale gelmişti hava şartları. Susuz ve aç olsa da bu kutsal görev için adağından kendini, güzel hislerle çevriliydi. Yalnız boş durmak canını sıkmıştı. O da kalkıp etrafa göz atmaya başladı. Sınırı aşmadan mezarı temizledi. Otları, çevresindeki taşları, mezarın düzenini... Işıldatmaya baktı ortalığı. Donmuş toprak arazisinde sağlayabileceği verimi sağlamaya çalıştı fakat nihayetinde toprak siyah, otlar soluktu. Göze çarpacak bir değişim gerçekleşmedi. Ağacın dibine geri oturdu. Geçmek bilmeyen zaman için tek çözümü uyumak oldu. Yorgunluğunu uykuya verip kapadı gözlerini Pavel.227Please respect copyright.PENANAG7MVA7BtLX
227Please respect copyright.PENANA0rakmVCF2A
Karın açlığı, konforsuzluk, buz ve de bir hayvan, Pavel'i burnuyla dürtükleyen. Bunu yaşamakta olan çiftçilerin yarısı deneyimliyordu fakat fazlaydı. Çok fazla. Bu çakal, onu bir yem olarak görüyordu. Yemek istiyordu. Bu yüzden kokluyor, canlılık belirtisi aldığı vücudun ölmüş olmasını diliyordu, yemek için.227Please respect copyright.PENANAfLNE0C2khR
227Please respect copyright.PENANAhfgVBJdK00
"Dost. Uyan."227Please respect copyright.PENANAvMQJPJ9cc8
227Please respect copyright.PENANAgQCVYLNt7j
Ani bir ürkmeyle ayılan Pavel, karşısında tam da görmeyi beklediği kişiyi görmüştü. Davranışını anında çakmış, ona iyilikte bulunmasına fırsat tanıdığı için kendinden nefret etmişti. Hemen toparlanıp oturduğu yerden dikildi sersem şekilde. İyi bir uyku değildi. Berbat bir haldeydi.227Please respect copyright.PENANAfigh8QNIBt
227Please respect copyright.PENANAsGjlct0f5r
"Donarak öleceksin."227Please respect copyright.PENANAbC880BM9pT
227Please respect copyright.PENANAbMBbDJovFh
Gülümsemeyle karşılık verdi. Haklı olabilirdi fakat o kadar kolay değildi. Teşekkür edip burada kalacağını söyledi. O esnada Yanvar onu olduğu yerde bırakıp mezara yöneldi. Tam bir saat boyunca, karanlıkta bir şeyler yaptı. Bir saat sonra Pavel'in yanına geri döndü. Israrla onunla gelmesini söyledi fakat Pavel reddetti.227Please respect copyright.PENANAltZaEqUxHX
227Please respect copyright.PENANAIj4lNzS1KF
Ötekinin kaybedecek pek bir şeyi yoktu. Pavel'in düşündüğü gibi en son burayı terk eden olmak için hiçbir çaba sarf etmedi, arkasını dönüp uzaklaştı oradan. Geriye kahveli ve mezar kaldı. O anlardan sonra Pavel iyice ayılmaya başladı, aniden geldi bu aydınlanma. Karanlıkta buradan gitmek zor işti. Bir de aç ve sersemsen, geri zekalının tekiysen ekstra zordu. Endişelendiği kişi tamamen kendiydi. Ne yapacağını bilmiyordu şimdi. Mezarın altındaki bile daha konforluydu Pavel'den! Keşke ölseydi de mezarın altında o olsaydı! Korkunç. Atmosfer ürkütücü bir ay ışığıyla kaplanıyordu. Kim bilir kaç çakal daha buradaydı. Can havliyle ayağa kalktı, koşarak ezberinde kaldığı kadarıyla yolu inmeye başladı. Hemen bir sigara yaktı. Her yakışında parmaklarının ısınmasını fırsat bildi. Soğuktan uyuşan ayak parmakları, kulakları onun için dezavantajdı. Dik bir dağın dikliğini yansıtan yokuş acı içinde savrulmasına neden oluyor, içmiş gibi yürüyordu. Koşmaya başladı. Yarısında koşuşunun, takılıp yuvarlandı bir metre kadar. Sinirle bağırıp hızla ayağa kalktı. Geriye kalan yarısı da yorulduğunda bitti. Ne yaptıysa bir türlü yolu bitiremedi. Kilometreleri yavaş, donarak bitirdi. Hızı düştü zira kuvveti kalmamıştı. Zorla geldi evine. Hemen soyunup yatağına girdi. Ekmeğin mezarın üstünde kalmadığını biliyordu.227Please respect copyright.PENANAYgzmI0C97E
227Please respect copyright.PENANAWiaLaBtS3w
227Please respect copyright.PENANAy7LBO80jNW
227Please respect copyright.PENANArzhGq1AclE
227Please respect copyright.PENANA4LqnuJfLEQ
227Please respect copyright.PENANAoJEm4orQxr
227Please respect copyright.PENANAdxRCt9fJGC
227Please respect copyright.PENANAXK2zZcw0lr
227Please respect copyright.PENANA5Jq7zG5i2b
227Please respect copyright.PENANAH2cOLV8Kvx
227Please respect copyright.PENANANNTKQ7cWtx
227Please respect copyright.PENANAWnZ57cTtxX
227Please respect copyright.PENANA0GwK3FwMWn
227Please respect copyright.PENANAl3WqmOGDt8
227Please respect copyright.PENANANKMab3Kwjc
227Please respect copyright.PENANAenQOPWOMue
arrow_back
daystar
more_vert
-
info_outline 資料
-
toc 目錄
-
share 分享
-
format_color_text 介面設置
-
exposure_plus_1 推薦
-
打賞
-
report_problem 檢舉
-
account_circle 登入
X
daystar
作者:
cicero

篇 #3
i need a virtual connection
喜歡 1
閱讀 223
書籤 1
campaign
催更 0
打賞
提出編輯建議

按此加載下一章
X
每次催更後,作者都會收到通知!
smartphone100 → 催更
×
寫下你喜歡這個故事的地方
×
對此喜歡的人